Saçlarına Yıldız Düşmüş

Kasım 2004

Akşam saat 9-10 belki daha geç. Televizyon izliyoruz oturma odasında. Kardeşimin okuma kitabı açık ama bir gözü televizyonda. Annem fişleri bir kağıda mı yazıyor anlamadığım bir şeyler yapmakta.
Abimin, televizyonda çıkan kız hakkında söylediği bir şeye gülüyoruz. Zil çalıyor o ara. Evin en atik üyesi olarak kapıyı açmaya koşarak gidiyorum. Zaten hep ben karşılarım babamı çok geçe kalmazsa.
Delikten bakmaya boyum yetmiyor. Açıyorum direk kapıyı.
Özel Harekat üniforması giymiş onlarca adam. En önde de Mahmut Amca.

Bağırıyorum içeri:
-Anne! Anne! Babamlar geldi!

Annem tülbentini takmış hızlıca, yüzündeki şaşkınlıkla buyur ediyor babamın arkadaşlarını ve tanımadığımız polis ablaları salona. Herkes girdikten sonra içeri, babamı arıyor gözlerim. Üniformalı herkese bakıyorum babam yok. Kapıdan dışarı bakıyorum merdivende de kimse kalmamış.
Arabayı park ediyor galiba gelir şimdi diye düşünerek kapıyı aralık bırakıyorum.
Mahmut Amca beni kucağına alıp aralık kapıyı kapatıyor.

-Kardeşlerin nerede? diye soruyor.
İşaret ediyorum oturma odasını.
Annem ve diğer misafirler salona geçiyor. Biz giderken oturma odasına doğru salonun kapısının kapandığını görüyorum.

İçeri girer girmez abim dikeliyor hemen
-Hoşgeldin Mahmut Amca
Kardeşim oturduğu masadan el sallıyor merhaba dercesine.

Televizyonun sesinin kısık olduğu bir an salondan ağlama sesi duyuyorum. Koşuyorum salona doğru sıyrılarak beni tutmaya çalışan kişilerden. Kapıyı açıyorum beyaz tülbentli annemi hiç duymadığım içtenlikle ve sesle ağlayarak görüyorum yerde. Yanındaki kadın polisler tutmaya çalışıyor omuzlarından…

İşte böyle aldım ben babamın şehit haberini.

**********

Aradan birkaç ay geçmiş olayı kavrama evresindeyim. Ölümün tam olarak ne olduğunu bilemiye biliyor insan 9 yaşında. Geceleri artık bana kim masal anlatabilir diye düşünüyorum. Annem anlatıyor ama babam gibi olmuyor tabii. Acaba babam hiç geri gelmeyecek mi diye düşünüyorum. Civcivim öldüğünde gömmüştük ve geri gelmemişti diyorum içimden.

Annem, kız kardeşim ve ben yatak odasında yatıyoruz. Abim çocuk odasında. Ben çocuk odasında yatmaya korkuyorum. Babam yok artık eve hırsız girse bizi kim koruyacak?
Abim silah kullanmayı bilmiyor zaten.

Annemin, bize masal anlatıp yatırdıktan sonra bir yere gittiğini farkediyorum. Bir sonraki gece planı yapıyorum kafamda. Uyumuş numarası yapıp annemi takip etmek.

Gece oluyor annem bizi uyuttuktan sonra yavaş yavaş çıkıyor yatak odasından. Biraz bekliyorum. Sonra bende çıkıyorum odadan. Bakıyorum mutfağın ışığı açık.

Kapısını aralayıp bakıyorum;

Annem beyaz tülbentini takmış ağlayarak Kuran okuyor.
Donmuş bir halde 10 saniye izledikten sonra ağlayarak atlıyorum boynuna…

Biz üzülmeyelim, etkilenmeyelim diye hep gece ağladı annem.

**********

Yıllarca çok iyi bir baba, çok iyi bir eş olmanın iyi bir şey olup olmadığını düşündüm. Hala karar veremiyorum iyi bir şey mi diye?
Çok iyi bir babayı/eşi kaybetmek demek tek kanatlı kalmak demek.
Geride kalanları düşünmemiz gerek.

”Anşılmayacaksın. Ey kanatsızlık!
Ece AYHAN”

03sd6

“Saçlarına Yıldız Düşmüş” için 6 yorum

Yorum bırakın